10 Temmuz 2011 Pazar

tuhafsamalar

gökyüzü maviliğinde gözlerinin,altın sarısı başaklar topluyorum saçlarından ve yangın gibi kokuyor dudakların.kül ve toz karışmış dilime...


ah zaman.kırık,bir o kadar da umursamaz.sonra arabalar geçiyor şose yolun ortasından,kayıklar denize açılıyor ve sen ölüyorsun.güzel son..


gece,mavi bir trenin solgun ışıkları.raylar yoldan çıkmak üzere,ellerim belini kavrıyor.kapa gözlerini istasyon yaklaşıyor...


sigara,kaç kuruşa gelir ki dudaklarnın arasına ve kaç kuruşluk sevdaların hatrına dolar ciğerlerine.hadi bir tane daha yakalım,sönmeden ateş...


ölüm,kan kusuyor olmalısın.sanki dün gibi aklımda dudakların,galiba ben yoruldum.kaç gel mezarıma...


savruk,kelimeler.
ölüm kadar uzak nefessizlik,kitapların.
ucu karanlık dokunuşlar.
gel bu gece ölmeyi deneyelim,belki aydınlık görünür bedenlerimiz.
dokunur severim çocuk gibi...



ne zaman sana baksam gözlerim kapanıyor,
susuyor ellerim ve dağılıyor düşlerim.
ne zaman sana baksam benden öte sen duyuyorum...



ah be sevgili,yazmak seni durgun suyun en diplerine.
savruk rüzgarların kırılgan dallarına kondurmak yaslı düşlerini.
gökyüzü masmavi sensizlik kokuyor.
biz ve sen,gitara karışan çığlıkların.
sonra her sabah uykusuz uyumamalarımız.
ah be sevgisiz sevgili,
hava kara bir leke gibi.
gözlerim kapanıyor,üşüyorum...



parmaklarımda kirli bir ayrılık tadı ve kulaklarım mad world dinliyor belki seni anımsar diye.
kalbimin en pak köşesinde yitirdiğim serzenişler varken sen çıkıp ellerinle temizlerdin tüm kirlilerimi.
şimdi tümden arınmış bir siyaha banıyor gözlerim,
bıçak kesiği düşlerim artık saçlarında gezinmiyor ve kulaklarımda hala aynı ses,
"-senden sonra olmayacak her sevgili senin izlerinden geçecektir"...

0 yorum:

Yorum Gönder