16 Ocak 2012 Pazartesi

zaman

şu an saat 21:50,
2012 nin ocak ayı ve günlerde pazartesi.
soğuk odada üstümde kısa kol tişört ile bilgisayar başından yazıyorum bunları.
içeriden televizyonun sesi geliyor,
yarı anlaşılır.
hüzün bu gece daha ağır.
bir şeyler yazmasam yorgun kalbimi daha çok yorarım.
kadınlar,
kadınlarım.
sevdiklerim,
sevenlerim.
mutlu olmak için ağır bedeller verdim,
ve ağır bedeller ödettirdim.
bazen tanrı olsa işim yaş diyorum.
dargınız,
daha doğrusu küs bana.
sebebini bilmiyorum,
ya da bilmek istemiyorum.
geç gelen mutlulukları kaybetmek gibi bir durumum var.
4 dakika geçti,
yolda eve gidiyormuş.
insanları üzmeli miyim?
ama benimle mutlu ise üzmüş olmamki.
ses yok.
yollarda kar,buz var şimdi,
dikkatli git dedim de,kızgın bana.
sigara yakmalıyım.
3 paket var,
biri doluya yakın,biri boş,birisi de tek sigaralık.
yaktım.
ses yok hala.
tuhaf değil mi?
en çok üzen en çok sevenmiş.
içki olsa da içseydim diyorum.
günlerce tek başıma kalıp gebersem bir köşede.
ölmek bazen iyidir.
uçak biletlerine baktım geçen gün,
hediyesi de hazır.
14 şubatı bekliyordum sadece.
kızgınım kendime.
o da kızgın bana.
zaten herkes kızgın.
saat 22:00,
seni seviyorum ben'li yarim...

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Taze bir yazıya denk geldim sayfayı ilk ziyaretimde. Bu da ruhuma armağan olsun. Kalemine sağlık.

Yorum Gönder