14 Mayıs 2012 Pazartesi

gelincik

masallar diyarında bir gelincik yaşarmış.
upuzun saçları yerde sürünür ne kadar güzel kokulu çiçek varsa peşine takılırdı.
bir gece rüzgar çıktı gelinciğin kaldığı ormanda,ilk defa bu kadar sert ve hızlı esiyordu.
masal bu ya ağaçlar tir tir titriyor,toprak saklanacak yer arıyordu.
ormandaki hayvanlar kanat taktırıp uçmaya bile çalışıyorlardı.
ama gelincik olduğu yerde kalakalmış rüzgarın iniltilerine çığlıklarına kulak veriyordu.
düşündü birden,
ya rüzgar bir şey anlatıyorsa bize diye.
masal bu ya,olabilir.
ağrıyan bir yüreği olamaz mıydı?
ya da sevdiği biri.
gelincik ortalık yere çıkıp iki kolunu açtı rüzgara karşı ve
-es,istediğin kadar gürle ama çare değil acılarına.
durul ve anlat sevgili rüzgar.
bak saçlarım uçuşuyor teninde,
al,seninim savur istediğin yere.
ve rüzgar duruldu bu sözlerden sonra.
-saçları altın sarısı ve uzun gelincik,nereye gitsen ardından güzel kokular geliyor.
ama benden habersizdin,
şimdi haberin var.
karşımdasın,gel al beni diyorsun.
alırsam susarım,biterim.
susarsam yağmurlar durur.
ve yağmur durursa ölürsün.
der ve aynı hızla terk eder ormanı.
gelincik buruk bir sevinç içinde herkesin tebriklerini alır ama kimse bilmez acısını kimse paylaşmaz.
anlayacağın,
aşk rüzgarına kapılmaktır sevgilinin...
 

0 yorum:

Yorum Gönder