29 Mayıs 2012 Salı

4 ayaklı masa

yıllar önce boş bir sınıfın cam dibine otururken dışarıda öpüşen sevgililer aklıma geldi.
aşk mekan-zaman bilmeden geliyormuş,şimdi daha iyi anlıyorum.
büyüdükçe yıkılan hayallerin yerini ürkek sevinçler alıyormuş.
şimdilerde sevinçlerin tesellisi yok.
masum dokunuşlar parmak uçlarında gizlenmiş,
dudaklar o kadar uzakken bile yakıyor.
özlemler ağır ya da ağır olan özlemlere ruhlar aç.
masaları düşünüyorum,
öğretmen masaları.
ardına gizlenmiş sevinçleri saklayan öğretmenlerin masalarını.
bazen seni çiziyorum,
siliyorum sonra,kimse bilmesin diye.
her ayağı kırık bir masalın tepesine düşmüş bulutlar ve masalar.
ayaklarımız ne kadar da korkak,
saklanıyorlar.
seni sevdiğimi bilen mi?
tek bilene de aşığım.
dört ayaklı masalar ve yalnızlık,
uzat ayaklarını,
aşk parmak uçlarında...

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Yüreklerimiz anlaştı...
Bize soran yok!
Dedim; Aşk ümit demek değil miydi?
Dedi; ümitsizlik yok.
Dedim; Aşk imkansız
Dedi; mümkün olsa, Aşk yok.
İmza :)

Yorum Gönder