20 Ocak 2011 Perşembe

mavi adanın suskun kralı


vakit sadece geçmesi gereken bir olgu olduğundan mıdır her gece kurnaz bir oyuncu gibi yerinde saydırıyordu yıldızları...
yaklaşıyordu ay'ın en çıplak haline,
hani serin bir yel eser de tenini ürpertir ya
anımsa o halini şimdi,
kralın teninde ay'ın hafif sıcaklığı hakimdi.
zamansız bir gidişin vebalini asmıştı yıldızların boynuna bu defa,
suskundu geceleri,
fısıldayan ağaçlar vardı sadece eşlik eden.
maviydi ada,gözleri kapkara ölümden arta kalan tek sarılış gibiydi.
her mavide boğulurdu kral ay'a yaklaştıkça.
sabaha doğru düş görmeye başlardı
ay ışığı kavuşmaya giderken ilk aşığına.
anımsardı gidişlerini,suskun bakışlarını ve
iz bırakamayan dokunuşlarını.
vakit yine uygunsuz bir serüvenci gibi düşüyordu tenine,
soğuk ve ürpertici.
ilk gidiş ve bir yok oluş...

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Cehennemin karakutusu'ndan
biricik Kral'ına...

http://www.videozamani.com/videoizle.php?vid=27dc26bad

e-Felsefe Kapısı dedi ki...

Yazınızı çok beğendim, özellikle benzetmeler; aldı götürdü beni.

Yüreklere sağlık. . .

Yorum Gönder