tanrının bedeni

evet,

alalım sigarayı da elimize

kağıt kalem elimizde

dilden dökülsün fermanı tanrının;

son gecesinde seviştim tanrının orospuları ile

her biri ayrı meyve tadı sanki

yıllanmış da akan sularından şarap yapılmış gibi

desenize tanrı biliyor işini,

bir fırt daha içelim sigaradan..

gece bitmeye yakın tanrı çağırır sizi mekanına

mekan dedikse ışıklı falan da değil

bembeyaz ışık,

piç bir gülümseme vardır hep suratında

acırsın aslında haline

yalnızlıklarından tatmin olmayı bile beceremeyen biri gibi,

düşlerinizi sorar,yalnızlıklarını sorgular

acınacak haline acı katar,

sonra çağırır en tazelerinden orospularını

bilir arsızlığınızı

savurur saçlarını yüzünüze

sevişmeden çıkmış gibi bakar gözleri

belki de 

al da kurtar ellerinden der gibidir bakışları

ama bilemezsin

korkar da bunu düşünmeye

tanrı ya bu

bilir ne halt düşündüğünüzü,

gece biter

çekilirsin köşene

alırsın bir yudum daha şarabından

ayaz vardır gecede

soğuk da değil

sadece ayaz,

sigara bitmiş olur

yenisini yakarsın ve öpersin tanrının dudaklarından

yanına sere serpe serilmiştir

bedenine girdiği kadın olarak...