17 Şubat 2010 Çarşamba

isimsiz

Düşünce yapısı karışık.


Sabah-akşam kavramları nedensiz.

Gece-gündüz apayrı.

Mevsimler ansız.

Seneler tarifsiz.





Hayatın yoğunluğu,stresi ve akıcılığı arasında kaç kişi ayrıntılarda hayata bakar.

Kaç kişi özümser içinde bazı şeyleri.

Kaç kişi ………..

upuzun bir liste çıkar karşımıza..

sabahları işe giderken bilinçlimi gidersiniz?

Yoksa ayaklarınızın beyne olan hükmü mü?



Öğlen stresinde yemek yerken,ister misiniz ?

Yoksa midenin dayattığı zorunluluk mu?

Akşam en güzel saatlerde uyumak,istemsiz.



Sorular oldukça stresler –sıkıntılar-acılar-sevinçler-özlemler vs.. olur.

Belki de bizi biraz olsun hayatla bütünleştirirler.

En mutlu anınızda haykırmayı istersiniz,

En hüzünlü-en durgun anınızda,ağlamayı…



Sevişmeyi basit,aşkı sıradan,sevgiyi yaşanılmaz hissettiğiniz anlarda olmuştur.

Hislerinizin köreldiği anlar.

Değişiklik istersiniz,bulamazsınız.bulsanız beğenmezsiniz.beğenseniz ortam müsaade etmez.ortam olsa yapar yapar sıkılırsınız.

Tekrar başa dönersiniz.

Başladığın yere geleceğini bile bile neden başlarsınız?

Süreçten zevk alma durumu çıkar ortaya…



Orgazm olduktan sonra kaçınız pişman olmadım demiştir.

kaçınız tenin sıcaklığına –kokusuna kapılıp utanmamıştır kendinden.

Kaçınız parasız kaldığı halde haddini aşmamıştır.

Kaçınız çevreciyim diyerek yere çöp atmamıştır.

Kaçınız…..

Hep aynı soru-cevap ve durumları..



Kaçınız sorunu olmadığı için üzgün hissetmiştir kendini.

Kaçınız aşkın acı çekilebilecek bişi olduğunu kabul etmiştir-etmemiştir.

Kaçınız zor olan aşkın zevk verdiğini öğrenmiştir.

Kaçınız….

Mutluluk acının güzel görünür hali.

Oysa gerçek acıyı yaşayanları görmek istemeyiz.

Görüntüsel kullanım diyoruz buna-trajikomik olaylar işte…

Kaçınız bir gecekonduda yaşamak ister.

Kaçınız sabah 6 akşam 8 çalışmak ister.

Kaçınız tatilsiz günler ister..

Kaçınız otobüs beklemekten sıkılmış-sıkılmamış…

Kaçınız…

Ve kaçmak.

Her şeyden,

Kendinizden,

Yazılanlardan,

Söylenenlerden,

Sevgiden,

Nefretten,

Aşktan,

Kavgadan,

Saygıdan,

Vahşetten,

Özlemden,

Savaştan…

Hepsinden kaçıyoruz…

Severiz nefret edemeyiz.

Savaşırız kavga edemeyiz.

Özleriz aşık değiliz.



Kaçmak,nereye kadar..

Ne için ve kimin için…

Bulutlara mı-arşa mı-volkanik dağların altına mı..

Nereye gideceğiz.

Ya da gitmeyeceğiz de gitmiş mi sanacağız kendimizi.

Arada yaşadığınızı sandığınız hayatlar yaşarsınız ya,gene aynı mı olacak..

Başka beden,başka yerler..

Arada eski sizi hatırlarsınız,eski siz nasıldı özlersiniz..

Şimdi ki ben,eski ben olmuş artık ve böyle devam eder durur…

Eski-

Yeni-

Eski yeni-

Yepyeni-

Eski yepyeni-

Daha da yeni-



….

……………..

0 yorum:

Yorum Gönder